Выбор основного перевода
Открыть комментарий или сравнить с другим переводом
Выбор книги основного перевода
Параллельные места
Kulak vereceğim özdeyişlere,Lirle yorumlayacağım bilmecemi. Niçin korkayım kötü günlerdeNiyeti bozuk düşmanlarım çevremi sarınca? Onlar varlıklarına güvenir,Büyük servetleriyle böbürlenirler. Kimse kimsenin hayatının bedelini ödeyemez,Tanrıya fidye veremez. Çünkü hayatın fidyesi büyüktür,Kimse ödemeye yeltenmemeli. Böyle olmasa,Sonsuza dek yaşar insan,Mezar yüzü görmez. Kuşkusuz herkes biliyor bilgelerin öldüğünü,Aptallarla budalaların yok olduğunu.Mallarını başkalarına bırakıyorlar. Mezarları, sonsuza dek evleri,Kuşaklar boyu konutları olacak,Topraklarına kendi adlarını verseler bile. evleri, kuşaklar boyu konutları olacak», Masoretik metin «Evlerimiz sonsuza dek kalacak› diye düşünüyorlar». Bütün gösterişine karşın geçicidir insan,Ölüp giden hayvanlar gibi. Budalaların yolu,Onların sözünü onaylayanların sonu budur. Sela Sürü gibi ölüler diyarına sürülecekler,Ölüm güdecek onları.Tan ağarınca doğrular onlara egemen olacak,Cesetleri çürüyecek,Ölüler diyarı onlara konut olacak. Ama Tanrı beniÖlüler diyarının pençesinden kurtaracakVe yanına alacak. Sela Korkma biri zenginleşirse,Evinin görkemi artarsa. Çünkü ölünce hiçbir şey götüremez,Görkemi onunla mezara gitmez. Yaşarken kendini mutlu saysa bile,Başarılı olunca övülse bile. Atalarının kuşağına katılacak,Onlar ki asla ışık yüzü görmeyecekler. Bütün gösterişine karşın anlayışsızdır insan,Ölüp giden hayvanlar gibi. Çünkü O bütün insanlığı ateş ve kılıçla yargılayacak,Pek çok kişiyi öldürecek. Ey İsrailliler, dinleyin RABbin sözünü,Çünkü RABbin davası var bu ülkede yaşayanlarla;«Yok olmuş sevgi, sadakat, Tanrı bilgisi. Ey dağlar ve yeryüzünün sarsılmaz temelleri,RABbin suçlamasını dinleyin.Çünkü RAB halkından davacı,İsrailden şikâyetçi. Düşmanlarım, «Onu yendik!» demesin,Sarsıldığımda hasımlarım sevinmesin. Yardım et bize yüce adın uğruna, ey bizi kurtaran Tanrı,Kurtar bizi adın uğruna, bağışla günahlarımızı! Niçin uluslar, «Nerede onların Tanrısı?» diye konuşsun,Kullarının dökülen kanının öcünü alacağını bilsinler,Gözlerimizle bunu görelim! Tutsakların iniltisi senin katına erişsin,Koru büyük gücünle ölüme mahkûm olanları. Komşularımızın sana ettikleri hakaretiYedi kat iade et bağırlarına, ya Rab! Bizler, kendi halkın, otlağının koyunlarıSonsuza dek şükredeceğiz sana,Kuşaklar boyunca övgülerini dilimizden düşürmeyeceğiz. Yoksullardan adaleti esirgemek,Halkımın düşkünlerinin hakkını elinden almak,Dulları avlamak,Öksüzlerin malını yağmalamak içinHaksız kararlar alanların,Adil olmayan yasalar çıkaranların vay haline! Pek çok çoban bağımı bozdu,Tarlamı çiğnedi,Güzelim tarlamı ıssız çöle döndürdü. Sizi ulusların çölüne getirecek, orada yüz yüze yargılayacağım. Atalarınızı Mısır Çölünde nasıl yargıladıysam, sizi de öyle yargılayacağım. Egemen RAB böyle diyor. RAB, «Onlar doğruluk nedir bilmiyorlar» diyor,«Saraylarına zorbalık ve çapul yığmışlar.» Ey sizler, Samiriye Dağındaki Başan inekleri,Yoksula baskı yapan,Mazlumu ezen,Beylerine, «Getir de içelim!» diyen hanımlar!Kulak verin şu sözlere: Yoksulu ezdiğiniz,Ondan zorla buğday kopardığınız içinYaptığınız yontma taş evlerde oturmayacak,Diktiğiniz güzel bağların şarabını içmeyeceksiniz. Yoksulları gümüş,Mazlumları bir çift çarık karşılığında satın alsak.Buğday yerine süprüntüsünü satsak.» Göz diktikleri tarlaları zorla alır, evlere el koyarlar.Birini evinden, bir başkasını mirasından ederler. Dedim ki,«Ey Yakupoğullarının önderleri,İsrail halkının yöneticileri,Dinleyin! Adil olmanız gerekmez mi? Siz ki iyiden nefret eder, kötüyü seversiniz.Halkımın derisini yüzer, etini kemiğinden sıyırırsınız. Halkımın derisini yüzer, etini yersiniz.Kemiklerini kırar,Tencerede, kazanda haşlanacak et gibi doğrarsınız.» «Bir benzetme daha dinleyin: Toprak sahibi bir adam, bağ dikti, çevresini çitle çevirdi, üzüm sıkma çukuru kazdı, bir de bekçi kulesi yaptı. Sonra bağı bağcılara kiralayıp yolculuğa çıktı. «Ben gerçek asmayım ve Babam bağcıdır. Bende meyve vermeyen her çubuğu kesip atar, meyve veren her çubuğu ise daha çok meyve versin diye budayıp temizler. Size söylediğim sözle siz şimdiden temizsiniz. Bende kalın, ben de sizde kalayım. Çubuk asmada kalmazsa kendiliğinden meyve veremez. Bunun gibi, siz de bende kalmazsanız meyve veremezsiniz. Ben asmayım, siz çubuklarsınız. Bende kalan ve benim kendisinde kaldığım kişi çok meyve verir. Bensiz hiçbir şey yapamazsınız. Bir kimse bende kalmazsa, çubuk gibi dışarı atılır ve kurur. Böylelerini toplar, ateşe atıp yakarlar. Eğer bende kalırsanız ve sözlerim sizde kalırsa, ne isterseniz dileyin, size verilecektir. Babam çok meyve vermenizle yüceltilir. Böylelikle öğrencilerim olursunuz. Ama siz yoksulun onurunu kırdınız. Sizi sömüren zenginler değil mi? Sizi mahkemelere sürükleyen onlar değil mi?
Выбор основного перевода