Выбор основного перевода
Открыть комментарий или сравнить с другим переводом
Выбор книги основного перевода
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
Параллельные места
Omri, Şemer adlı birinden Samiriye Tepesini iki talant gümüşe satın alıp üstüne bir kent yaptırdı. Tepenin eski sahibi Şemerin adından dolayı kente Samiriye adını verdi. Yizreelde Samiriye Kralı Ahavın sarayının yanında Yizreelli Navotun bir bağı vardı. Bir gün Ahav, Navota şunu önerdi: «Bağını bana ver. Sarayıma yakın olduğu için orayı sebze bahçesi olarak kullanmak istiyorum. Karşılığında ben de sana daha iyi bir bağ vereyim, ya da istersen değerini gümüş olarak ödeyeyim.» Ama Navot, «Atalarımın bana bıraktığı mirası sana vermekten RAB beni esirgesin» diye karşılık verdi. «Atalarımın bana bıraktığı mirası sana vermem» diyen Yizreelli Navotun bu sözlerine sıkılıp öfkelenen Ahav sarayına döndü. Asık bir yüzle yatağına uzanıp hiçbir şey yemedi. Karısı İzebel yanına gelip, «Neden bu kadar sıkılıyorsun? Neden yemek yemiyorsun?» diye sordu. Ahav karısına şöyle karşılık verdi: «Yizreelli Navota, ‹Sen bağını gümüş karşılığında bana sat, istersen ben de onun yerine sana başka bir bağ vereyim› dedim. Ama o, ‹Hayır, bağımı sana vermem› dedi.» İzebel, «Sen İsraile böyle mi krallık yapıyorsun?» dedi, «Kalk, yemeğini ye, keyfini bozma. Yizreelli Navotun bağını sana ben vereceğim.» İzebel Ahavın mührünü kullanarak onun adına mektuplar yazdı, Navotun yaşadığı kentin ileri gelenleriyle soylularına gönderdi. Mektuplarda şunları yazdı: Karşısına da, ‹Navot Tanrıya ve krala sövdü› diyen iki yalancı tanık koyun. Sonra onu dışarı çıkarıp taşlayarak öldürün.» Navotun yaşadığı kentin ileri gelenleriyle soyluları İzebelin gönderdiği mektuplarda yazdıklarını uyguladılar. Oruç ilan edip Navotu halkın önüne oturttular. Sonra iki kötü adam gelip Navotun karşısına oturdu ve halkın önünde: «Navot, Tanrıya ve krala sövdü» diyerek yalan yere tanıklık etti. Bunun üzerine onu kentin dışına çıkardılar ve taşlayarak öldürdüler. Sonra İzebele, «Navot taşlanarak öldürüldü» diye haber gönderdiler. İzebel, Navotun taşlanıp öldürüldüğünü duyar duymaz, Ahava, «Kalk, Yizreelli Navotun sana gümüş karşılığında satmak istemediği bağını sahiplen» dedi, «Çünkü o artık yaşamıyor, öldü.» Ahav, Yizreelli Navotun öldüğünü duyunca, onun bağını almaya gitti. Söküp atacağımAşdotta oturanı,Aşkelonda elinde asayla dolaşanı,Elimin tersini göstereceğim Ekrona,Yok olacak Filistlilerin sağ kalanları!»Egemen RAB böyle diyor. Ey sizler, Samiriye Dağındaki Başan inekleri,Yoksula baskı yapan,Mazlumu ezen,Beylerine, «Getir de içelim!» diyen hanımlar!Kulak verin şu sözlere: Vay başına Siyondaki kaygısızların,Samiriye Dağında kendilerini güvende sananların,İsrail halkının başvurduğuÖnder ulusun tanınmış insanlarının! Yoksulları gümüş,Mazlumları bir çift çarık karşılığında satın alsak.Buğday yerine süprüntüsünü satsak.»
Выбор основного перевода