«Yabancıya haksızlık ve baskı yapmayacaksınız. Çünkü siz de Mısırda yabancıydınız.
«Dul ve öksüz hakkı yemeyeceksiniz.
Yargılarken kimseyi kayırmayın; küçüğe de, büyüğe de aynı gözle bakın. Hiç kimseden korkmayın. Yargı Tanrıya özgüdür. Çözemeyeceğiniz bir sorun olursa bana getirin, ben gerekeni yaparım.›
Çünkü Tanrınız RAB, tanrıların Tanrısı, rablerin Rabbidir. O kimseyi kayırmayan, rüşvet almayan, ulu, güçlü, heybetli Tanrıdır.
Yargılarken haksızlık yapmayacak, kimseyi kayırmayacaksınız. Rüşvet almayacaksınız. Çünkü rüşvet bilge kişinin gözlerini kör eder, haklıyı haksız çıkarır.
Öksüzlerin eşeğini kovuyor,Dul kadının öküzünü rehin alıyorlar.
Yöneticileri asilerle hırsızların işbirlikçisi;Hepsi rüşveti seviyor,Armağan peşine düşmüş.Öksüzün hakkını vermiyor,Dul kadının davasını görmüyorlar.
Semirip parladılar,Yaptıkları kötülüklerle sınırı aştılar.Kazanabilecekleri halde öksüzün davasına bakmıyor,Yoksulun hakkını savunmuyorlar.
Her Şeye Egemen RAB, «Yargılamak için size yaklaşacağım» diyor, «Büyücülere, zina edenlere, yalan yere ant içenlere, işçinin, dulun, öksüzün, yabancının hakkını çiğneyenlere -benden korkmayanlara- karşı hemen tanık olacağım.»