Выбор основного перевода
Открыть комментарий или сравнить с другим переводом
Выбор книги основного перевода
Параллельные места
Sonra kral, Sadoka, «Tanrının Sandığını kente geri götür» dedi, «RAB benden hoşnut kalırsa, beni geri getirir, sandığı ve konduğu yeri bana gösterir. Ama, ‹Senden hoşnut değilim› derse, işte buradayım, bana uygun gördüğünü yapsın.» Bütün yakın dostlarım benden iğreniyor,Sevdiklerim yüz çeviriyor. Sofrasından yiyenler Güney Kralını yıkmaya çalışacaklar; ordusu dağılacak, birçokları vurulup öldürülecek. O sırada Onikilerden biri -adı Yahuda İskariot olanı- başkâhinlere giderek, «Onu ele verirsem bana ne verirsiniz?» dedi. Otuz gümüş tartıp ona verdiler. Yahuda o andan itibaren İsayı ele vermek için fırsat kollamaya başladı. Yemek yerlerken, «Size doğrusunu söyleyeyim, sizden biri bana ihanet edecek» dedi. Bu söz onları kedere boğdu. Teker teker, «Ya Rab, beni demek istemedin ya?» diye sormaya başladılar. O da, «Bana ihanet edecek olan» dedi, «Elindeki ekmeği benimle birlikte sahana batırandır. İnsanoğlu, kendisi için yazılmış olduğu gibi gidiyor, ama İnsanoğluna ihanet edenin vay haline! O adam hiç doğmamış olsaydı, kendisi için daha iyi olurdu.» Ona ihanet edecek olan Yahuda, «Rabbî, yoksa beni mi demek istedin?» diye sordu. İsa ona, «Söylediğin gibidir» karşılığını verdi. İsa daha konuşurken, Onikilerden biri olan Yahuda geldi. Yanında, başkâhinlerle halkın ileri gelenleri tarafından gönderilmiş kılıçlı sopalı büyük bir kalabalık vardı. İsaya ihanet eden Yahuda, «Kimi öpersem, İsa Odur, Onu tutuklayın» diye onlarla sözleşmişti. Dosdoğru İsaya gidip, «Selam, Rabbî!» diyerek Onu öptü. İsa, «Arkadaş, ne yapacaksan yap!» dedi. Bunun üzerine adamlar yaklaştı, İsayı yakalayıp tutukladılar. Şeytan, Onikilerden biri olup İskariot diye adlandırılan Yahudanın yüreğine girdi. Yahuda gitti, başkâhinler ve tapınak koruyucularının komutanlarıyla İsayı nasıl ele verebileceğini görüştü. Onlar buna sevindiler ve kendisine para vermeye razı oldular. Bunu kabul eden Yahuda, kalabalığın olmadığı bir zamanda İsayı ele vermek için fırsat kollamaya başladı. Ama bana ihanet edecek kişinin eli şu anda benimkiyle birlikte sofradadır. İnsanoğlu, belirlenmiş olan yoldan gidiyor. Ama Ona ihanet eden adamın vay haline!» Elçiler, aralarında bunu kimin yapabileceğini tartışmaya başladılar. İsa daha konuşurken bir kalabalık çıkageldi. Onikilerden biri, Yahuda adındaki kişi, kalabalığa öncülük ediyordu. İsayı öpmek üzere yaklaşınca İsa, «Yahuda» dedi, «İnsanoğluna bir öpücükle mi ihanet ediyorsun?» «Hepiniz için söylemiyorum, ben seçtiklerimi bilirim. Ama, ‹Ekmeğimi yiyen bana ihanet etti› diyen Kutsal Yazının yerine gelmesi için böyle olacak. İsa bunları söyledikten sonra ruhunda derin bir sıkıntı duydu. Açıkça konuşarak, «Size doğrusunu söyleyeyim, sizden biri bana ihanet edecek» dedi. Öğrenciler, kimden söz ettiğini merak ederek birbirlerine baktılar. Öğrencilerinden biri İsanın göğsüne yaslanmıştı. İsa onu severdi. Simun Petrus bu öğrenciye, kimden söz ettiğini İsaya sorması için işaret etti. O da İsanın göğsüne yaslanmış durumda, «Ya Rab, kimdir o?» diye sordu. İsa, «Lokmayı sahana batırıp kime verirsem odur» diye yanıtladı. Sonra lokmayı batırıp Simun İskariotun oğlu Yahudaya verdi. Yahuda lokmayı alır almaz Şeytan onun içine girdi. İsa da ona, «Yapacağını tez yap!» dedi. Sofrada oturanların hiçbiri, İsanın ona bu sözleri neden söylediğini anlamadı. Para kutusu Yahudada olduğundan, bazıları İsanın ona, «Bayram için bize gerekli şeyleri al» ya da, «Yoksullara bir şey ver» demek istediğini sandılar. Yahuda lokmayı aldıktan hemen sonra dışarı çıktı. Gece olmuştu. Böylece Yahuda yanına bir bölük askerle başkâhinlerin ve Ferisilerin gönderdiği görevlileri alarak oraya geldi. Onların ellerinde fenerler, meşaleler ve silahlar vardı.
Выбор основного перевода