Выбор основного перевода
Открыть комментарий или сравнить с другим переводом
Выбор книги основного перевода
Параллельные места
Ey parlak yıldızfö, seherin oğlu,Göklerden nasıl da düştün!Ey ulusları ezip geçen,Nasıl da yere yıkıldın! İçinden, «Göklere çıkacağım» dedin,«Tahtımı Tanrının yıldızlarından daha yükseğe koyacağım;İlahların toplandığı dağda,Safonun doruğunda oturacağım. Bulutların üstüne çıkacak,Kendimi Yüceler Yücesiyle eşit kılacağım.» Ancak ölüler diyarına,Ölüm çukurunun dibineİndirilmiş bulunuyorsun. Seni görenler bakıp bakıp şöyle düşünecekler:«Dünyayı sarsan, ülkeleri titreten,Yeryüzünü çöle çeviren,Kentleri yerle bir eden,Tutsakları evlerine salıvermeyen adam bu mu?» Ulusların bütün kralları tek tek,Görkemli mezarlarda yatıyor. Ama sen reddedilen bir dal gibiMezarından dışarı atıldın;Bedenleri kılıçla delinipÖlüm çukurunun dibine atılmış ölülerle örtülüsün;Ayak altında çiğnenen leş gibisin. Cinler, dipsiz derinliklere gitmelerini buyurmasın diye İsaya yalvarıp durdular. Üçüncü melek borazanını çaldı. Gökten meşale gibi yanan büyük bir yıldız ırmakların üçte biri üzerine ve su pınarlarının üzerine düştü. Gördüğün canavar bir zamanlar vardı, ama şimdi yok. Biraz sonra dipsiz derinliklerden çıkacak ve yıkıma gidecek. Yeryüzünde yaşayan ve dünya kurulalı beri adları yaşam kitabına yazılmamış olanlar canavarı görünce şaşacaklar. Çünkü o bir zamanlar vardı, şimdi yok, ama yine gelecek. Sonra bir meleğin gökten indiğini gördüm. Elinde dipsiz derinliklerin anahtarı ve büyük bir zincir vardı.
Выбор основного перевода