«Ülkenin tohumundan alıp verimli toprağa ekti; onu söğüt ağacı gibi akarsuların kıyısına dikti.
Dallansın, ürün versin, görkemli bir asma olsun diye akarsuların kıyısındaki verimli toprağa dikilmişti.›
Yedi tası alan yedi melekten biri gelip benimle konuştu: «Gel!» dedi. «Sana engin suların kenarında oturan büyük fahişenin çarptırılacağı cezayı göstereyim.
Bundan sonra melek bana, «Şu gördüğün sular -fahişenin kenarında oturduğu sular- halklar, toplumlar, uluslar ve dillerdir» dedi.