Выбор основного перевода
Открыть комментарий или сравнить с другим переводом
Выбор книги основного перевода
Параллельные места
«Sen mi ata güç verdin,Dalgalanan yeleyi boynuna giydirdin? Sen misin onu çekirge gibi sıçratan,Gururlu kişnemesiyle korku saçtıran? Ayakları toprağı şiddetle eşer,Gücünden ötürü sevinçle coşar,Savaşçının üstüne yürür. Korkuya güler, hiçbir şeyden yılmaz,Kılıç önünde geri adım atmaz. Ok kılıfı, parıldayan mızrak ve palaÜzerinde takırdar atın. Coşku ve heyecanla uzaklıkları yutar,Boru çalınca duramaz yerinde. Boru çaldıkça, ‹Hi!› diye kişner,Savaş kokusunu, komutanların gürleyen sesini,Savaş çığlıklarını uzaklardan duyar. Ne zamana dek içimde tasa,Yüreğimde hep keder olacak?Ne zamana dek düşmanım bana üstün çıkacak? «İçlerinde duvarı örecek, gedikte durup önümde ülkeyi savunacak, onu yerle bir etmemi engelleyecek bir adam aradım, ama hiç kimseyi bulmadım. Çünkü İsrail inatçı bir inek gibi inat etti,Şimdi RAB nasıl güder onları otlakta kuzu gibi? Bazılarının düşündüğü gibi Rab vaadini yerine getirmekte gecikmez; ama size karşı sabrediyor. Çünkü kimsenin mahvolmasını istemiyor, herkesin tövbe etmesini istiyor. Geriye kalan insanlar, yani bu belalardan ölmemiş olanlar, kendi elleriyle yaptıkları putlardan dönüp tövbe etmediler. Cinlere ve göremeyen, işitemeyen, yürüyemeyen altın, gümüş, tunç, taş, tahta putlara tapmaktan vazgeçmediler.
Выбор основного перевода