Выбор основного перевода
Открыть комментарий или сравнить с другим переводом
Выбор книги основного перевода
Параллельные места
Böylece Davut'la adamları Filist ülkesine dönmek üzere sabah erkenden kalktılar. Filistliler ise Yizreel'e gittiler. Filistliler İsraillilerle savaşa tutuştu. İsrailliler Filistlilerin önünden kaçtı. Birçoğu Gilboa Dağında ölüp yere serildi. Filistliler Saulla oğullarının ardına düştüler. Saulun oğulları Yonatanı, Avinadavı ve Malkişuayı yakalayıp öldürdüler. Saulun çevresinde savaş kızıştı. Derken Saul Filistli okçular tarafından vuruldu ve ağır yaralandı. Saul, silahını taşıyan adama, «Kılıcını çek de bana sapla» dedi, «Yoksa bu sünnetsizler gelip bana kılıç saplayacak ve benimle alay edecekler.» Ama silah taşıyıcısı büyük bir korkuya kapılarak bunu yapmak istemedi. Bunun üzerine Saul kılıcını çekip kendini üzerine attı. Kral, «Saulun ailesinden sağ kalan kimse yok mu?» diye sordu, «Tanrının iyiliğini ona göstereyim.» Siva, «Yonatanın iki ayağı sakat bir oğlu var» diye yanıtladı. Saul oğlu Yonatan oğlu Mefiboşet, Davutun yanına gelince, onun önünde yere kapandı. Davut, «Mefiboşet!» diye seslendi. Mefiboşet, «Evet, ben kulunum» diye yanıtladı. Yonatan Merib-Baalın, Merib-Baal Mikanın babasıydı.
Выбор основного перевода